#90 Karamsarlığa kapılmadan yürümeye devam etmek
Yaşananların bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermemeliyiz
Doğru davranmamız gerektiğinin farkında, nasıl bir insan olmamız gerektiğinin farkındaysak, yaptığımız hatalar bizi diğerlerinden daha çok üzebilir. Bu üzüntü de “iyi sıkıntı” dediğimiz sıkıntılardandır çünkü bizi doğru yola itme gücünü de içinde taşır.
Doğru yol demişken, bundan emin olmak elbette güçtür. Oldum diye bir şey söz konusu değildir ve bu aklımıza gelir gelmez kendimize bunun hiçbir zaman ulaşılamayacak bir hedef olduğunu hatırlatmalıyız. Ulaşılamayacak bir hedef o, uğruna sürekli yürümemiz gereken bir yolu sunuyor bize.
Bazen yaptığımız şeyin doğru şey olduğundan emin oluruz ve uygularız, ancak sonuç beklediğimiz gibi olmayabilir ve yaptığımız şeyler ters tepebilir. Böyle durumlarda karamsarlığa kapılmamak gerekir. Marcus Aurelius şöyle diyor:
“Yaptığın her işte doğru düşüncelerden beklendiği gibi hareket etmezsen karamsarlığa, umutsuzluğa kapılma, mağlup edilmiş gibi hissetme; yaptıkların ters teperse yeniden başla, insana layık eylemlerin çoğunluktaysa bundan memnun ol.”
Hedefe ulaşmasak bile, o yolda yürüyerek ilerleriz. Bir adım bile bir ilerlemedir.
Budizm öldürmeyin der, ancak hiçbir şeyi öldürmeden yaşamak mümkün değildir. Buda, öldürmeyin derken onu ulaşılamayacak ancak uğruna yürünecek bir hedef olarak göstermiştir. Bilinçli bir şekilde hayvan öldürmeyi kessek bile, vegan bile olsak bitki içindeki mikroorganizmalar ölecektir. Ancak elimizden geldiğince bunu azaltırsak, o bir ilerlemedir. Bu kolektif bir hal aldığında ise fark yaratabilir.
O halde bazen yaptığımız şeylerde ters sonuçlar almak olasıdır. “O halde bu izlediğim yol yanlış” diye düşünmemek gerekir. Mağlup olduğumuzu düşünmemeliyiz. İnsan yalnızca ve yalnızca vazgeçtiğinde kaybeder. Mücadeleye devam ettiği sürece yaşadığı her şey bir idman, bir egzersiz, bir destektir. Yine Marcus’un dediği gibi “Yol üzerindeki her engel, yolu kolaylaştırır.”
Bu hayali yol bizi zevklerimizden mahrum bırakan bir kurallar bütünü değildir. O yola bu şekilde, sert bir hocaya yaklaşır gibi yaklaşırsak eğer bundan verim almamız güç olur. O yol aksi bir hoca değil, aksine bir ilaçtır.
“Döndüğün yolu sev ve felsefeye sert bir eğitmene gider gibi gitme, göz iltihabından muzdarip olanların merhem ve yumurtaya, hastaların yakıya gittiği gibi git.”